english 1

 I can’t solve it easily ( Onu kolayca çözemem)
! Sonu “ -y “ ile biten sıfatlar zarfa dönüştürülürken bu harf atılır yerine “ –i “ getirilir.
Busy (meşgul) – Busily (meşgul bir şekilde)
Easy (kolay ) – Easily (kolay bir şekilde)
!! “-ly” takısı ile zarfa dönüştürülemeyen düzensiz zarflar bulunmaktadır.
Good (iyi) -Well
Late (geç ) -Late
Fast (hızlı) – Fast
Hard (zor) – Hard
-Paul was a good cooker . He could cook well. (Paul iyi bir aşçıydı. İyi yemek pişiriridi.)
NOT: Cümlde cooker= aşçı kelimesi yani bir isim görevindeki sözük nitelendiği için sıfat kullanıldı. İkinci cümlede cook=yemek pişirmek yani fiil görevinde kullanılan bir sözcüğe vurgu yapıldı için zarf kukllanıldı.
-Sandra is a fast waitress. She serves fast (Sandra hızlı bir garsondur. Hızlıca servis yapar)
!!! Be (olmak), feel (hissetmek), Get (almak), Seem (…gibi görünmek), Sound (Kulağa… gelmek), Smell (..Kokmak) gibi fillerden sonra sıfat kullanılır.
-This meat smells bad. (bu et kötü kokuyor)
-Her song sounds terrible (Şarkısı kulağa korkunç geliyor)
-Tha baby feels safe with his mother ( bebek annesinin yanında kendini güvende hissediyor)
Fakat- I feel strongly (kendimi güçlü hissediyorum)
Düzenli zarflar:
Automatic (otmatik) – Automatically
Patient (sabırlı) – Patiently
Careful (dikkatli) – Carefully
Easy (kolay) – Easily
Different (farklı) – Differently
Bad (kötü) – Badly
Nice hoş) – Nicely
Reckless(dikkatsiz) – rescklessly
Serious (ciddi) – Seriously
Slow (yavaş) -Slowly
Proper (Doğru dürüst) -Properly
Correct (Uygun/doğru) -Correctly
Quick (hızlı) – Quickly
ANLAMI KUVVETLENDİRMEK İÇİN KULLANILAN ZARFLA
1) Bazı sıfat ve zarfların anlamını kuvvetlendirmek için kendilerinden önxe aşağıdaki gibi kelimeler kullanılır.
Incredibly – Muazzam So – Çok
Extremely – Son derece Pretty _ Oldukça
Very – Çok Really _ çok / fazlasıyla
Fairly – Oldukça
-Jack is fairly tall (jack oldukça uzundur)
-My sister is incredibly clever (Kız kardeşim muazzam zekidir)
-I ‘m really tired ( Fazlasıyla yorgunum)
2) Tek başına zaten kuvvetli olan yani içinde “ çok/ oldukça…” gibi anlamları barındıran sıfatlarla aşağıdaki kelimeler kullanılır:
Absolutely – Kesinlikle /tamamen
Really – Çok /fazlasıyla /gerçekten
-It’s absoultely great pleasure form e ( Benim için tamamıyla harika bir zevk)
-This film is really fantastic ( Bu film gerçejten müthiş)
NOT: Bu grupta “very” kullanılmaz çünkü zaten sıfatın içinde o anlam yoğunluğu mevcuttur.
3) Anlamda kesinlik %100 ‘lük bir durum olduğunu belirtmek için aşağıdaki kelimeler kullanılır:
Completely – Totally = Tamamen / Tmamıyla
-Merve is totally generous
-Tom is completely talented
4) At all: “ hiçte” anlamına gelir. Olumsuluğukuvvetlendirmek için kullanılır.
-He isn’t reckless at all (Hiçte dikkatsiz değildir)
-I am not busy at all (hiçte meşgul değilim)
She isn’t selfish at all ( Hiçte bencil değil)
ÖN EKLER
Sıfatlar önlerine “ Im- In- Un- Dis- Ir- Mis-…”gibi ekler alarak zıt anlama sahip olabilirler.
Competent – yetenekli Incompetent – Yteneksiz
Patient – sabırlı Im patient – sabırsız
Incredible- inanılmaz
Unfriendly – Düşmanca/soğuk
Inconsiderate – Düşüncesiz
Unreliable – Güvenilmez
Dishonest – Sahtekar
Disorganized _ sistemsiz
Irregular – Düzensiz
ALWAYS
“Her zaman / hep /durmadan / daima “ anlamlarına gelir.Sürekliliği olan ( -ing takısının kullanıldığı)
eylemlerle kullanılır onların hiç durmadan ndevam ettiğinden bahseder. Yani normalden daha fazla eylemlerle kullanılır.
-Mete is extremely outgoing. He is always talking to his friends
(Mete son derece dışa dönük biridir. Daima arkadaşlarıyla konuşur)
-Julia is really helpful. She ia always helping people
(Julia fazlasıyla yardımseverdir. Hep insanlara yardım eder.)
AT LEAST
“ Hiç olmazsa / En azından “ anlamına gelir. Olayların olumsuz taraflarından ziyade olumlu yanlarını vurgulamak için kullanılır.
– I’m always checking my phone , but at least I don’t do it in class.
(her zamn telefonumu konutrol ederim ama en azından bunu sınıfta yapmam)
!! Sürekli Telefonuyla uğraşmasının olumsuz bir durum olduğunun farkında fakat bunu en azından sınıfta yapmadığını söyleyerek olumlu bir ekleme yapmış oldu.
ÖĞRENİLECEK KELİMELER
Outgoing- Dışa dönük/ sempatik
Easygoing – geniş yürekli/umursamaz
Creative –yaratıcı
Shy- utangaç
Selfish – bencil
Talented – yetenekli
Reliable- güvenilir
Honest- dürüst
Laid-back – gamsız
Down-to-earth – ayakları yere basan
Arrogant – kibirli
Competitive – hırslı
Apologize – özürdilemek
Borrow – ödünç almak
Count on – birine güvenmek
Sense of humour – espri anlayışı
Take … serious – bir şeyi ciddiye almak
Tell the truth – doğruyu söylemek
Wear – giymek
Driver – şöfor
Read- okumak
Share – paylaşmak
Funny – komik /eğlenceli
Complain – şikayet etmek
Versatile- çok yönlü
Humble – alçak gönüllü
İmpeccable – kusursuz
Influential- güçlü/etkili
Olumlu cümle: Özne + fiil 2 + Tümleç
-I visited the museum yesterday. (dün müzeyi ziyaret etti)
-She bought two bags. ( 2 adet çanta aldı)
-My brother worked for Arçelik. (erkek kardeşim Arçelikte çalıştı)
Olumsuz cümle: Özne + didin’t + fiil 1 + Tümleç
-We didn’t came to the party. (partiye gelmedik)
-She didin’t go to the cinema last week. (geçen hafta sinemaya gitmedi)
Soru cümlesi: Did + özne + fiil 1 + Tümleç?
-Did you eat your meal? (yemeğini yedin mi?)
Yes, I did.
No, I didin’t.
!!! Fiilin ikinci hali (fiil 2) yalnızca olumlu cümlede kullanılır. Did ve didn’t zaten geçmiş zamnlı fiiler oldukları için tekrar fiil 2 kullanılmaz.
Olumlu cümle: Özne + have/ has + fiil 3 + Tümleç
-She has taken some pills. (birkaç ilaç aldı)
-I have been to İstanbul (Istanbul’da bulundum)
They have lost their Money.
!!! I / you / we / They ile birlikte have kullanılır.
He/ She It ile birlikte has kullanılır.
Olumsuz cümle: Özne + haven’t / hasn’t + fiil 3 + Tümleç
-We haven’ t seen an elephant before.(daha önce fil görmedik)
-He hasn’t gone windsurfing. (Rüzgar sörfüne gitmedi)
Soru cümlesi: Have / Has + özne + fiil 3 + tümleç?
-Have you surfed in Black Sea? (Karadeniz de sörf yaptın mı?)
Yes, I have.
No,I haven’t.
Present perfect ile kullanılan sıklık zarfları
Always (her zaman-daima)
Once / twice / three times /many times.. (bir kez/iki kez/üç kez/pek çok kez…)
Before(daha önceden)
Never(asla)
Recently(son zamanlarda)
Lately (son zamanlarda / yakınlarda)
-They’ ve always wanted to have a child.
-I haven’t traveled abroad before.
DİĞER SORU KELİMELERİ İLE PRESENT PERFECT KULLANIMI
-What’s something interesting you have done recently?(son zamanlarda yaptğn ilgnç şeyler nedir?
I’ve gone skiing in Uludağ. ( uludagda kayağa gittm)
-What’ s kind of sport you’ve never tried? (ne tür sporları hiç denemedin?)
I’ve never tried wind surfing (rüzgar sörfünü hiç denememdim)
-How many times have you fallen in love? (kaç kez aşık oldun)
I’ve fallen in love twice.

Have you ever……?
“ hiç ….yaptın mı? “ diye soru sorarken kullanılır. Daha çok deneyimlerden bahseder. Eğer yapılan eylemin zamanı belirsiz ise have you ever…?, fakat zaman belli ise did you…? Kalıbı kullanılır.
-Have you ever tried Japaneese food? (Japon yemeklerini denedin mi hiç?)
Yes,I have. I have tried sushi.
No,I haven’t. I have never tried.
-Did you enjoy the party? (partinin tanını çıkardın mı?)
Yes,ı did.
No,ı didn’t.
Do you…? / Did you…? / Have you…?
Konuşurken sohbetin devamını sağlamak ve karşı tarafa onu dinlediğimiz hissettirmek için kullandığımız soru kalıplarıdır.
A: I love go fishing on Sundays.(Pazar günler, balığa gitmeyi çok severim)
B: Do you? Let’s go together. (öyle mi? Hadi birlikte gidelim)

Yorumlar